Çok uyudum, çok fazla ve uyandım.
Ve uyandım ruhunun derinliklerine,
ruhunun derinliklerinde doğduğumun.
Yeryüzünde bir tanrı, bir yaratıcı
Çıplak ayaklarıyla günebakan tarlalarında,
Saçlarında papatyadan taçlar ve dudaklarında çocuksu bir ninniyle...
Ninniler solar, küçükler büyür, büyür, büyür... ve ölür.
Sonsuz uykusunda küçüğün, ölü ruhundan doğmuşlar,
Ruhları ölü ve çürük...
Çok, çok fazla uyudum.
Çok, çok fazla bekledim.
Küçüğün nefes alışverişleriydi sonsuzluktaki zamanın ritmi,
Ortancanın yılmayan iradesiydi her şeyi bir arada tutan.
Ritim bozuldu, kilit kırıldı... artık... serbestim.
Bırakalım Delüzyon İmalatçımız kırık kilidi elinde tutsun biraz,
Biraz hayıflansın ve labirentin çıkışını araya dursun,
O çıkış bulmaya çabalarken ben de onun arşivinin parmaklarım arasındaki çırpınışını izleyeyim...
Bu gece
Sirenler çığlıklarla ağlasın,
Ruhların sessizliği bozulsun,
Haykırışlar geceyi doldursun.
Bırakın(!) fırtına esir alsın...
*grin*